2 Aralık 2012

Blogum Dergisi Aralık 2012 Sayısı ve Benim Lakırdılarım

Benim de misafir yazar olduğum Blogum Dergisi Aralık Sayısı yayında..Takipçilerimin tahmin edeceği üzere süstaşları ile ilgili lakırdılar ettim yazımda.. Derginin 10 ve 11inci sayfaları arkadaşlarım tarafından bana ayrılmış.. Okumak isteyenler için dergiyi yayınlıyorum.. :)


Taşlar, Psikoloji ve İnsan
    Süstaşları ender bulunuşu ve belirli fiziksel ve kimyasal ayrıcalıkları nedeniyle, özel değerdedir. Bir malzemenin süstaşı sayılabilmesi için iki temel kriter vardır.
    - Güzellik ve estetik görünüm : Ne kadar göreceli bir kavram olsada taş temiz, şeffaf ve çekici olmalıdır.
    - Dayanıklılık ve ender bulunma : Bu kavram sertlik, kırılganlık, darbe ve dış etkenlere dayanım gibi özellikler ile açıklanır.
    Bir objeyi değerli kılan onun az raslanır olmasıdır. Örneğin binlerce karatlık elmaz üretimi içerisinde sadece birkaç yüz karatı pembe elmastır. Dolayısı ile pembe elmasın değeri sıradan bir elmasın değerinin binlerce katıdır.
    Bu temel kriterin dışında taşınabilirlik, kesilebilme, parlatılabilme, ışık yansıtma, ışık kırma, şekillendirmeye uygunluk, bünyesinde yabancı madde içerme gibi bazı özelliklerde taşların değerini belirleyen ve arttıran diğer unsurlardır.
    Örneğin pembe spinel, görsel nitelik olarak pembe elmasa oldukça benzer olmasına karşın, sertliği düşük ve elmasa göre kırılgan olduğu için onun kadar değer arz etmez.
    Buraya kadar yarı bilimsel kimliği olan bu yazıyı şimdi metafizik yöne doğru ilerletmek istiyorum.  Biliyorsunuz son dönemlerde süstaşlarına yeni bir kimlik kazandırıldı. Bedensel ve ruhsal etkilerinden bahsedilen taşlar, burçlarla bile ilişkilendirilen bir hale geldi. Jeoloji Mühendisi olarak Mineraloji ve Gemolojiye  bizler hakimken biz bir kenarda durduk ve konu ile alakası olmayan fakat bu işin ticereti ve bu ticaretin ganimetine göz dikmiş adamlar oluşuverdi bir anda.
    Onlarca kitap yazıldı. Onlarca TV programı yapıldı. Taşların gücüne inanmamız gerektiği bilincimize yerleştirildi. Peki neden diye hiç sordunuz mu?
    Şimdi bir de benden dinleyin. İnsanlar burçlara da inanır fakat neden olduğunu bilmezler. Zodyak burçlerı oluştururken, yıldız kümelerinin düzenlerinden yola çıkmıştır.Onların birbirleri ile ve Güneş Sistemi'miz ile yaptıkları açıları hesaplamıştır. Gök haritasında senkronik devinimi olan bir düzenarzetiklerini görmüştür. Kainat bu ispatta da görüldüğü üzere belli bir düzen içinde varolmaktadır.  Kütlesi olan ve birbirine ışıkyılı uzaklıkta olan gezegenler, onca mesafeye rağmen birbirlerinin çekim güzünden etkilenirler. Birbirine uygun konum ve pozisyonda olacak fizik kuralları içinde barınırlar. Bu kuvvetin insan üzerindeki etkileri incelenerek burçlar varolmuştur. Yüzde kırk ila, binde dört oranında karaktere etkisi olduğu, istatistiki tezlerle kanıtlanmıştır.
    Mısırdaki üç büyük piramit olan Gize Piramitleri Keops, Milerinos ve Kefren, gökteki üç Orion Yıldızı'nın pozisyonlarına uygun inşa edilmiştir. Alnilam, Alnitak ve Mintaka.. Lahit odasındaki pencereden, o piramitteki firavunun doğum gününde atfedilen Orion Yıldız görünmektedir.
    Yıldız sistemlerindeki nizam ve bu nizamın insan üzerindeki etkilerinden yola çıkarak düzeni olan her oluşuma inanmak eğilimindedir insan. Burada taşlar devreye girer. Siz hiç kuvars kristalindeki hegzagonal sistemi farkettiniz mi? Ya da halit kristalindeki kübik sistemi. Şimdi derinlemesine Mineralojiye girmeyelim. O büyük bir Jeoloji Ana Bilimdalı fakat bilmeniz gereken şey şu; Sadec ondört kristal kafes sistemi vardır. Bravis uzay kafesleri.. Her mineral, bu kafes sisteminden birinin şeklini alarak kristalize olur. Düzen ve nizamı belli,  her bir atomun duracağı yeri belli olan ondört sistem. Bir de bunların dışında amorf halde, kristalize olmayan mineraller vardır fakat gemologların asıl üstünde durduğu ve faydasına inandığı kristallerdir. Onlar bir düzenin eseridir. Tıpkı yıldız sistemlerinin düzeninin burçları oluşturarak karaktere etkisi olduğu gibi, kristal düzenlerinin de insan üzerinde psikolojik, bedensel ve ruhsal etkileri vardır. Osmanlı padişahlarının yüzükleri ve Hz. Ali'nin de kullandığı süstaşlarından bahsediyoruz. Tüm insanlığı etkileyen adamlardan...
    Şu kuvars kristallerine bakın. Her biri altıgen yatay kesitli. Her biri altıgen birer prizma oluşturmuş. Peki neden?
    Doğada birçok silisyum içerikli kataç ve mineral varken kuvarsın içeriği olan SİO2 (Silisyum Dioksit)'nin neden hegzagonal olduğunu biliyor olsaydık kuvarsı ve nelere kadir olduğunu daha iyi tanımlardık. Gerçekten hangi taşın baş ağrısına, hangisinin radyasyona, hangisinin nazara iyi geldiğini bilirdik.
    Taşları edinirken dikkat edin. Şarlatanlara ve kar marjını yüksek tutan tüccarlara kapılmayın. Gayet makul fiyatlarlaedinebileceğiniz yerler mevcut. Araştırın.
    Ben düzene inanırım. Nizamın dünyayı idare ettiğine ve o nizamı bilenlerin bu dünyada daha rahat barınabileceğine..
Anıl Özer

4 yorum:

  1. iki gündür bu dergiyi okuyorum güzel ve önü açık bir çalışma..:))

    yazının konusu biliyorsun ilgi alanım içinde teşekkürler sevgili Anıl:))

    YanıtlaSil
  2. @crazywomanrosemaryBu yazı biraz aceleye geldi.. Ama yeni sayılar için farklı şeyler düşünüyorum.. :)

    YanıtlaSil
  3. söz verdin unutma değerli taşları işlemeye devam :))

    YanıtlaSil
  4. @crazywomanrosemary:) devam edeceğim CWRM.. :) desteğin için teşekkür ederim..

    YanıtlaSil