Her zaman ruhsal bunalımlardan türeyen
duygusal yazılar yazacak değilim. Zaman zaman ben de eğlenceli biriyim.
Daha doğrusu eğlenceli adamlarla vakit geçirmeyi seven biriyim. Geçenlerde facebook’ta bir fotoğrafın altında türk zekasıyla
oluşturulmuş, kelime oyunu içeren bir lakap(nick) ile karşılaştım. Şahıs
herhalde kızıldereli kökenli olacak ki kendini “osuran boğa” diye
adlandırmış. Bu basit espiri beni oldukça eğlendirdi.
Üniversiteyi
bir İç Anadolu kenti olan Aksaray’da okudum. Kaza bela bir jeoloji
mühendisi oldum. Her öğrencilikte olduğu gibi hüzün vardı ama hüzünden
daha çok eğlence ve komedi vardı. Kampüs içinde olmayan, yol kenarında
bir mühendislik fakültesi hayal et. Mühendislik ki, her bir erkeğe
100-150gr kız arkadaş düşüyo. E işletme, hemşirelik vb. fakülteler ve
yüksekokullar başka yerlerde. Durum böyle olunca hiçbir meziyeti ve
güzelliği olmayan ve iki kelimeyi bir araya getiremeyen bayanlar dahi
karaborsaya düşüyo. Olanlara inanamazsın. Herbir kız dk’da 5 teklif
alırken, herbir erkek fakültedeki tüm kızlara teklif ediyor. (Topu topu
15-20 kızdan bahsediyorum tabi.) Tabi genelleme yapıyorum. Tüm erkek
arkadaşlarım alınmasın. Çok yakışıklı ve bilgili adamların gözümün önünde harcandığını gördüm.
Birde hem yakışıklı hem bilgili adamlar vardı ya, olan onlara oldu.
(Sarışın, renkli gözlü ve aykırı düşünceli, elektronik sever arkadaşıma
ithaf olsun. ismi lazım değil :) Lord Voldemort gibi oldu.
Geçenlerde
yakın bir arkadaşım “abi n’olcak bu memleketin hali böyle” dedi. Hacı
çok vurdumduymazım bu ülkeye karşı dedim. Sonra “o değilde dün gece
rüyamda gerdeğe girmişim, ama gelinin duvağını açıyodum, yanlış anlama”
dedi. Bunlar uzak hayaller kardeşim gel birer espresso içelim kendine
gel dedim. Yandaki dayı ise temsili resim. Zira Türkiye bu şakayı çoğu
şanssız erkeğe yapıyor. Hayat gerçekçilikten uzak komik bir rüya değil
mi?
Takip
ettiğim karikatür dergilerini sadece tuvalette okuyor olmam, çizer ve
yazarlara saygısızlık oluyormu diye düşünüyorum bazen. Ama güzel şey,
şiddetle tavsiye edilir. Fakat tuvaletten gelen “ehe mehe” seslerini, ev
ahalisi oldukça garipsiyor. Olsun. Gerçi Umut Sarıkaya isimli favori
çizerim, bu durumu farkında. Hatta durumla ilgili bir karikatürü bile
vardı ama şimdi bulamadım.
Daha evvelsi
gün de bir akrabam, “ya bi karayiplere gitsek ya” dedi. Önce gülümsedim,
sonra bir kahkaha attım. Zira daha 3 saat uzaklıktaki Marmaris'e
gitmemiştim. Zamanla olur diye karşılık verdim. Fakat kahkahamı
yinelemeden de edemedim.
Eski bir yazım.. Geçen sene "Şapşal Koala" blogunda yazmıştım. Tekrar paylaşasım geldi.. :)
Anıl ÖZER
Bu ara eğlenceli yazılara döndün :) Mutlusun galiba :)) Artık sebebi neyse ?? :))
YanıtlaSilyine keyifle okundu :)
YanıtlaSilHatırlıyorum bunu :)
YanıtlaSilBu serinin 2. de vardı ama.. Arayı soğutmadan paylaş :)
YanıtlaSil2. si vardı.. Çabuk 2.si gelsinn :))
YanıtlaSilHaha Eda ile aynı fikirdeyim aga.. Nerde 2. si.. Hemen yayınla... :))
YanıtlaSilSenin bu alanda tepkiler süper ,hastasıyım... Unutmadan şu karayiplere gitme planı kime aitti acep:)
YanıtlaSil:D evet kuzen karayipler planı sana aitti di mi ?
YanıtlaSilhahhh haaa! ewet ! bu yazını okurken dakikalarca gülmüştüm..:))
YanıtlaSil