Dünya; inananların ve inanmayanların varoluşu... Neye yada kime inandığını bilenlerin ve bilmeyenlerin yeri...
Neye ve kime inandığını bilmeyenler derken, şu insanları kastediyorum. Müslümanım diyerek, Kuran'ın bir sayfasını dahi açıp okumayan, salavatı en son ne zaman söylediğini unutan, hıristiyanım diyerek, İsa'nın gösterdiği yön olan iyilik ve güzellikten uzaklaşıp, dünyanın en hararetli savaşlarını çıkaran, museviyim diyerek, Tanrı'nın yarattığı en akli varlık olan insana yapılmayacak eziyeti ve ambargoyu yapanlar...
Birçok dini inceledim. Yazı, tablet, fasikül ve öğretilerinden bölümler okudum. Ve şunu söylemeliyim ki; hak dinlerin doğruluğu o dine inanan insanların hareketleriyle çelişiyor. İnanın bana batıl dinlerden bazıları, din olarak ne kadar hak dinlerle karşılaştırılmayacak durumdaysa, insan yüceliği bakımından hak dinlerden o kadar üstün.
Hiç kimsenin bir başkasının inancını yargılamaya hakkı yok ama neye ve kime inanırsanız inanın, insani duyguların yüceliğinden uzaklaşma yoluna girmeyin derim ben. Çünkü geride bıraktıklarınız sizleri dinlerinizle değil, karakterlenizle anacaklar. Müslümanların cenaze namazında bile yok mudur, iyi veya kötü bilirdik söylemleri...
Benim benimsediğim felsefe Kral IV. Baldvin'in şu sözlerinde gizli. "Seni yönetenler kral olsalar yada yüce sahip olsalar, ruhun her zaman sana ait olur. Tanrı'nın karşısına çıktığında, bana bunu başkaları emretmişti yada erdemli olmak o zaman beklenen şey değildi diyemezsin, bunu unutma. Her gün yapmaya karar verdiğin ve yaptığın şeylerle iyi yada kötü bir insan olursun."
Ayrıca bunların dışında insan bir Tanrı'ya değil, o Tanrı'nın insan beyninde oluşan büyüklük ve yücelik esaslarına inanır. Sadece kendi dininizi ve inancınızı düşünmeyin. Tüm din ve inançları düşünün. Müslümanlar, hıristiyanlar, museviler ve hak dinlerin dışında, budisler, hindular, paganlar, şintoistler ve birçok diğer inanç...
İnsan beynindeki büyüklük ile Tanrı kelimesinin bağdaşması bir arkadaşımın şu sözlerinde gizli. Şöyle demişti kendisi; "Oğlum, bir gün biri gelse ve google Tanrı olmuş dese, inanmasam bile şöyle bir düşünürdüm."
Neye ve kime inandığını bilmeyenler derken, şu insanları kastediyorum. Müslümanım diyerek, Kuran'ın bir sayfasını dahi açıp okumayan, salavatı en son ne zaman söylediğini unutan, hıristiyanım diyerek, İsa'nın gösterdiği yön olan iyilik ve güzellikten uzaklaşıp, dünyanın en hararetli savaşlarını çıkaran, museviyim diyerek, Tanrı'nın yarattığı en akli varlık olan insana yapılmayacak eziyeti ve ambargoyu yapanlar...
Birçok dini inceledim. Yazı, tablet, fasikül ve öğretilerinden bölümler okudum. Ve şunu söylemeliyim ki; hak dinlerin doğruluğu o dine inanan insanların hareketleriyle çelişiyor. İnanın bana batıl dinlerden bazıları, din olarak ne kadar hak dinlerle karşılaştırılmayacak durumdaysa, insan yüceliği bakımından hak dinlerden o kadar üstün.
Hiç kimsenin bir başkasının inancını yargılamaya hakkı yok ama neye ve kime inanırsanız inanın, insani duyguların yüceliğinden uzaklaşma yoluna girmeyin derim ben. Çünkü geride bıraktıklarınız sizleri dinlerinizle değil, karakterlenizle anacaklar. Müslümanların cenaze namazında bile yok mudur, iyi veya kötü bilirdik söylemleri...
Benim benimsediğim felsefe Kral IV. Baldvin'in şu sözlerinde gizli. "Seni yönetenler kral olsalar yada yüce sahip olsalar, ruhun her zaman sana ait olur. Tanrı'nın karşısına çıktığında, bana bunu başkaları emretmişti yada erdemli olmak o zaman beklenen şey değildi diyemezsin, bunu unutma. Her gün yapmaya karar verdiğin ve yaptığın şeylerle iyi yada kötü bir insan olursun."
Ayrıca bunların dışında insan bir Tanrı'ya değil, o Tanrı'nın insan beyninde oluşan büyüklük ve yücelik esaslarına inanır. Sadece kendi dininizi ve inancınızı düşünmeyin. Tüm din ve inançları düşünün. Müslümanlar, hıristiyanlar, museviler ve hak dinlerin dışında, budisler, hindular, paganlar, şintoistler ve birçok diğer inanç...
İnsan beynindeki büyüklük ile Tanrı kelimesinin bağdaşması bir arkadaşımın şu sözlerinde gizli. Şöyle demişti kendisi; "Oğlum, bir gün biri gelse ve google Tanrı olmuş dese, inanmasam bile şöyle bir düşünürdüm."
Bu makale ateist duygular eşliğinde yazılmamıştır.
Lütfen düşünerek okuyun...
Anıl Özer
Üstad güzel yazıı :) Tam üstüne basmışsın
YanıtlaSilBlog Psikonevroz döneminden bir yazı bu.. :) Hatırladım.. Ama Anıl farkındaysan yazı genel yapı olarak biraz amatör :) 2002 de yazmıştın galiba.. :)
YanıtlaSilBurcak teşekkürler..
YanıtlaSilUtopia.. Evet çok eski bir yazı arşivi karıştırırken buldum.. :) Anlatım bozukluklarını düzeltmeden ve yazıyı iyileştirmeden tekrar yayınladım.. :) Amatör nostalji.. :)
Senle muhabbet eder gibi okudum :)
YanıtlaSilSağlam muhabbet konusu ama kuzen.. :)
YanıtlaSilBen de hatırladım bunu...
YanıtlaSil