Ay dosyasını istek üzerine yazıya dökmek sureti ile yeniden açıyorum. Umarım daha fazla bilgi için istek sunan arkadaşlarım bu defa tatmin olurlar. :)
Ay’ın kütlesi Dünya’nın 81′de
biri kadardır ve bir gezegen uydusu olabilmek için çok büyüktür Güneş
sistemimizde başka örneği yoktur Gerçi Jüpiter, Satürn ve Neptün’ün de Ay’ın
boyut ve kütlesine yakın uyduları vardır ama bu gezegenlerin kütleleri de dünyamızdan
sırasıyla 318, 95 ve 12 kat daha çoktur Bu durumda Ay’ın oluşumu özel bir
problem niteliğini taşıyor
Dünyamızın tek doğal uydusu,
uzaydaki en yakın komşumuz Ay, binlerce yıl önceki uygarlıklar tarafından
Tanrıça olarak değerlendirilirken, zamanla düzenli hareketleri ile takvimin
oluşmasını da sağlamıştır Yakınlığı nedeni ile gözlemlenmesi kolay olan Ay’ın
17 yüzyılın başından itibaren teleskopla incelenmesine de başlandı ve bu
gelişim 1969 yılında Ay’a ilk defa bir insanın ayak basmasıyla son aşamasına
geldi Bütün bu gelişmelere rağmen Ay’ın nasıl oluştuğu hala bilinmiyor Yaşının
diğer gezegenler gibi dört küsur milyar yıl olduğu, şu anda dışında ve içinde
hiç bir faaliyet olmayan ölü bir gök cismi olduğu, Dünya ile karşılıklı çekim
gücü sonucunda denizlerde gel-git olayını yarattığı ve Dünya’nın dönüşünü
gittikçe yavaşlattığı biliniyor ama nereden geldi, nasıl oluştu halen meçhul.
Ayın oluşumu hakkında dört teori
vardır Birincisi, dünyanın oluşumunun başlangıcında çok hızlı döndüğü ve bu
nedenle bir parçasının koparak Ay’ı oluşturduğu şeklindedir Yapılan
hesaplamalara göre bu kopma olayının meydana gelebilmesi için Dünya’nın o
zamanlar kendi ekseni etrafında iki saatte bir dönüş yapması gerekiyordu ki,
bilimsel verilere göre, bu, mümkün değildir Ayrıca Dünya’nın ve Ay’ın
yapılarındaki kimyasal birleşimlerin çok farklı olması ve bunun Ay’dan
getirilen aytaşlarının analizleri sonucunda ispatlanması birinci teorinin
doğruluğunu mümkün kılmamaktadır İkinci teori ise Ay’ın dünyanın yakınlarından
geçerken, çekim alanına takılan bir gök cismi olduğudur Bu tez, birinci
teorideki kimyasal birleşim farkını açıklar ama bu şekilde, ayın hızını
frenleyerek, yakalamayı sağlayacak büyük enerji miktarını bugüne kadar bilinen
hiç bir oluşumun sağlayamayacağı hesap edilmiştir Üçüncü teoriye göre, Ay Dünya
çevresinde dolanan, gaz, toz ve küçük taşlardan meydana gelen parçacıkların
zamanla bir araya gelmesi sonucu oluşmuştur Ancak bu da Ay’ın yörünge
uzaklığım, neden büyük bir demir çekirdeğe sahip olmadığını ve kimyasal
farklılığı açıklayamaz Yani bu üç teori ayın oluşumuna ait tutarlı bir
açıklama getirememiştir Günümüzde Ay’ın tarihi çok iyi bilinmesine, 1969 ile
1972 yılları arasında Apollo projesi kapsamında üzerinde insanlar dolaşıp,
dünyaya örnekler getirmelerine rağmen Ay’ın nasıl oluştuğu halen büyük bir
sırdır Öyle görünüyor ki, günümüz bilimindeki tüm gelişmelere ve bu yoldaki
gayretlere rağmen, biricik uydumuz Ay, sırlarını şimdilik bize açıklamak
istemiyor Ancak şurası mutlak ki, Ay genetik olarak dünyamızın yavrusu değil. Nereden geldi, kim bilir?
Dördüncü teori ise şu anda bilim çevrelerince en çok
kabul gören teoridir Bu teori hem ay ın kimyasal diziliminin Dünya ile aynı
olmasını, hem iç yapısının dünya gibi yani bir gezegenimsi gibi olmamasını, hem
de yine diğer büyük uydu oluşumlarında ve gezegenlerinde olduğu gibi kütlesi
ile orantılı bir demir çekirdek barındırmayıp küçük bir çekirdeğinin olma
nedenini açıklayabilmektedir.
Önce görsel bir örnekle durumu
gösterelim
Yukarıdaki illüstrasyon uzak bir
sistemde meydana geldiği düşünülen bir olay ile ilgili NASA çizimidir Burada
mars büyüklüğünde bir gezegene ay büyüklüğünde bir cismin çarptığına dair tayf
analizleri sonuçlarından hareket edilmiştir
Biz şimdi bu resmi sistemimize
göre yorumlayıp, mars büyüklüğünde gezegen yerine Dünyamızı, ay büyüklüğünde
cisim yerine de mars büyüklüğünde bir cismi koyalım. Böylelikle olayın resmi
yukarıdaki resim ile orantısal olarak hemen hemen aynı olur (Evet mars az daha
büyüktür )
İşte ay ın meydana gelme nedeni
budur Aslen orijinalinde daha küçük olan henüz soğumamış olan sıcak dünyamıza
bundan 4,5 milyar yıl kadar önce (dünya kütlesi küreselleştikten yaklaşık 45
milyon yıl sonra) mars kütlesine yakın bir cisim hızla çarpınca, bir yandan
zaten henüz kabuğu olmayan mantonun içine gömülürken,cismin büyük kütlesi ve
çarpmanın etkisi ile büyük oranda erimiş kaya uzaya saçılmıştır.
Eğer ay dünya ile birlikte
oluşmuş olsaydı yörüngesi bu kadar uzakta olamayacağı anlaşılmıştır (384400 km)
Bu da bizi epey rahatsız eder, kütlesi bir uydu olarak orantısal açıdan epey
iri olan ay belki dünyaya düşerdi sonradan Uzayda gezerken de yakalanmış
olamaz, yukarıdaki açıklamaya ek olarak ay daki izotop dizilimi dünya ile aynı
yerde oluştuğunu gösteriyor Momentum hesapları ve simülasyonlar böyle bir
çarpışmanın ay ın bulunduğu yerdeki konumunu oluşturabileceğini de göstermiş
durumda Bir süre dünyanın çevresinde halka gibi dönen bu ergimiş kaya parçaları
kütle çekimi nedeniyle birbirleriyle de çarpışıp birleşerek bir yığın gibi,
küçük çekirdeğe sahip, herhangi jeolojik aktivitesi olmayan dev bir taşa
benzeyen uydumuzu oluşturmuş.
Buna ek bir bilgi olarak aynı
şeyin aynı dönemlerde Mars ın başına da geldiği, uydusunu yuttuğu ve bu nedenle
manyetizmasını yitirip atmosferini kaybettiği biliniyor Dahası, bu küçük
gezegenimsilerin ve henüz oturmamış gezegen yörüngelerinin genç bir yıldız
sisteminde çok sayıda çarpışmaya neden olduğu da güneşe benzer genç bir yıldız
sisteminde gözlendi, yukarıdaki temsili çarpışma resmi de aslında ona dair
zaten.
Kısacası ay ın oluşum nedeni
başka bir gezegenin dünyaya çarpmış olmasından ötürü İlginç olan eğer bu
olmasaydı dünyadaki yaşam sürekli dönen manyetik motor olmayacağı için bu kadar
güvenli olmayacaktı canlılar için ve muhtemelen onca suya ve kimyasal reaksiyon
ortamına rağmen, bitkisel yaşamdan öteye geçemeyecekti.
Konu ile ilgili video bir önceki Ay dosyasında. Ulaşmak istersen burata tıkla..
Kaynaklar :
http://www.frmartuklu.net/ (yazar BlueBird ve yazar Mavi_Sema )
http://tr.wikipedia.org/wiki/Wiki
http://news.nationalgeographic.com
Konu ile ilgili video bir önceki Ay dosyasında. Ulaşmak istersen burata tıkla..
Kaynaklar :
http://www.frmartuklu.net/ (yazar BlueBird ve yazar Mavi_Sema )
http://tr.wikipedia.org/wiki/Wiki
http://news.nationalgeographic.com
(Bilgilendirme amaçlı alıntı içerik)
Anıl Özer | Kişisel Weblog
Anıl Özer | Kişisel Weblog
Edebi nitelikli bir blog olarak varolduğun için böyle bilimsel nitelikli yazıların ilgimi çekmediğini söylemem gerek. :)
YanıtlaSilBu bilgi derlemesi için teşekkür ederim dostum. İsteklerimizi karşılıksız bırakmıyorsun.
YanıtlaSilDuygusal nitelikli yazılar gitgide azalıyor Anıl. Duygularını yazmaktan çekinme. Hissettiğini kaleme almana alıştık biz. Sen de yazmaya alıştın. Yazmadığın gün içe doğru çöküşün başlar. Tıpkı kızıl dev bir yıldızın beyaz bir cüce yıldıza dönüşmesi gibi. Bu aralar senin karamsar olduğunu hissediyorum. Zira ne zaman karamsar olsan bilimsel nitelikli yazılar paylaşmaya başlarsın.
YanıtlaSilDostum bu açıklayıcı bilgiler için teşekkürler. Alperin de söylediği gibi bizi kırmamışsın. :))
YanıtlaSilAslında 4.teorininda açık kalan noktaları var. Ay'ın nasıl oluştuğunu kesin olarak bilmek imkansız.
YanıtlaSil