Hadi bakalım..

    Bu konuya "yeni hayalim" başlığını atacaktım fakat çok da umurunuzda olmayacağı için daha sıradan bir başlık tercih ettim. Ayrıca bu blogda daha önce bahsi geçen eski sayılabilecek bir hayalimden bahsetmedim. Zira hayal eder ve gerçekleştirirdim. Örneğin son hayalim olan elektro gitar-amfi-pedal üçlemesini edindim ve hevesimi aldım. Bu seferki hayal biraz uzunca bir süre gerektiren ve heves mi yoksa bir yaşam standardı mı değerlendirilmesi gereken bir durumdaydı. Uzunca bir süredir çeşitli insanlarla fikir teatisi yaptıktan sonra bunu gerçekten istediğime karar verdim. Az sonra bütün soruların cevap bulacak değerli okuyucu okumaya devam etmelisin.. :)

    Her şey bir gece yarısı sevgilimle ettiğimiz bir telefon kavgasının ışığında başladı. Muzdarip olduğum insanlardan ve insan davranışlarından bahsederken, bir hışımla konuya onu da dahil ettiğim için kızdı ve, "insanlardan memnun değilsen dağa çık" dedi. Zaten ben mesleğim gereği (Jeoloji Mühendisliği) araziden, dağdan, bayırdan uzak biri değildim. Haftasonları da arkadaşlarımızla gittiğimiz piknik görünümlü balık avları ya da balık avı görünümlü piknikler de ziyadesiyle fazlaydı. Bunun yanısıra kütüğümün de bir köye kayıtlı olduğu düşünülürse, yaban dan uzak biri değildim. İşte o an kafamda bir ışık yandı. Off Road, kampçılık, avcılık üçlemesini bir araya getirmeliydim. Birbirine çok yakın bu disiplinleri kendi bünyemde toplamalıydım.

    Amatör balıkçılık zaten yapmaya çalıştığımız bir hobi. Çoğunluğu tatlı su olmak üzere onlarca defa gittik. Tuzlu suya az gidişimin nedeni de kıyıdan balık tutmanın zor olması ve tekneden de biraz korkmam. Ama ne yalan söyliyim en çok balığı da tekneyle açılınca tutmuştuk.

    Karar araba seçimiyle başlamalıydı. Mevcut emektar arabam 2004 model Renault Clio HB her türlü yola girdi çıktı. Her işkenceyi çekti. Zira eşek kuvvetinde ve dirayetinde bir arabadan bahsediyorum. Ama bize yoldan ötesi lazımdı. Off Road...

    Hemen araştırmalara başladık. Bu arada çoğul konuşmamın sebebi Ozan ve Şakir adındaki iki kafadar. Araç yine bir eşek dirayeti ve dayanıklılığında gerçek bir 4x4 olmalıydı. (Normal vites + Arazi vitesi + Diferansiyel Kilidi) Bir de üstüne yakıtta da cimri olmalıydı. Mükemmel birer jip olan Grand Cherokee, Wrangler ve Freelander gibi yaktığı yakıtla bize böbreklerimizi sattırmamalıydı. Jeep ve Land Rover markalarından direkt vazgeçtikse de uzun süre Suzuki ve Daihatsu'nun arazi araçları üzerinde durduk. Fakat aradığımız, yıllarca Rus Komunizmi nedeniyle bu ülkeye girmekte zorlanmış, ancak Komunist Rusya yıkılıp, Federal Rusya kurulunca az az girebilmiş AutoVaz firmasının üretimi değerli marka LADAydı. Hala Emperyal markalar nedeniyle Türkiye'de tam olarak yer edinememiş olsada, işimizi görecek araç buydu. LADA NİVA....

    Bu arada laf yeri gelmişken söyliyim bu Ruslardan asla emperyalist olmaz. Ulan insan bir jipin tasarımını 20 sene boyunca değiştirmez mi ya.. Değiştirmemişler abi.. İyi de yapmış kızıl köftehorlar.. Çok tatlı bir aracın şeklini hiç bozmamışlar.. Aşk hep baki kalmış onlarda.. :)

    Bahsettiğim Off Road aracı [BU]. Tabi bu sade hali.. Bizim getireceğimiz hali ise [BU].. Zira arazide eksoz şnorkeline, çelik halatlı 3 tonluk ön tampon vincine, tavana takılacak olan portbagaja veya tavan selesine, arka çeki demirine, ön ve arka tampon korumalarına, sis farlarına ve tavan farlarına ihtiyacımız olacak. Ama onlar kolay, zira aracın arazideki kabiliyeti zaten muhteşem.

    Sonra profesyonel kampçılarla konuştum. Nasıl bir çadır alınmalı, bölgeye göre hangi derecelere dayanıklı uyku tulumu kullanılmalı. Piyade küreğinden, kasaturasına, gpsinden, el fenerlerine kadar konu tartışıldı. Pançolar ve arazi şartlarına dayanacak deri-gabardin karışımı pantolonlara kadar inildi.. Gece yıldızları seyredeceğimiz teleskopu bile seçtik.

    Balık avı zaten aşina olduğumuz bir şeydi. Tüm takımlar, iğneler, setler, yemler kolay ulaşabileceğimiz ve piyasasını bildiğimiz şeyler. Geriye profesyonal kampçıların ve çobanların uyarıları ışığında almamız gerektiğini düşündüğümüz silah kaldı. Geceleri vahşi hayvan saldırıları ihtimaline karşı.. Silahlı avcılık çocukluktan beri sıcak bakmadığım ve beceremeyeceğim birşey. Balığı da tuttuğunda öldürüyosun ama sessiz ve soğuk bir hayvan olduğundan ve annelik içgüdüsü taşımadığından pek koymuyo. Ama bir sülünü, kekliği, kara tavuğu, bıldırcını vurduğunda başka bir hissiyat kendini gösteriyor ya.. O zor işte.. Dediğim gibi silah sadece vahşi hayvan ve genellikle domuza karşı kullanmak üzere..

    Google Earth'ten yerel bölgemizde keşfettiğimiz çoğu gölet ve su birikintisine bir şekilde ulaşıyoruz. Şimdi gözümüzü daha yukarı kot seviyelerine ve daha yolsuz alanlara yönelttik. Bu Off Road yapılacak..

    5 senelik planım içine evlilikten sonra bunu dahil ettim. Ha bir de küçük bir balıkçı teknesi alıcaz. Ama o kolay..

Dağa çık derlerse çıkarım.. Gerekirse İnadına..  :**

:)) Anıl ÖZER