Yazamıyorum artık.. Yazamadığım gibi okuyamıyorum da. Okuyup
değerlendiremiyorum blog dostlarımı. Zaman mı? Bol bol zamanım var. Ama ruhum
yok. Son dönemlerde sadece yazmış olmak için yazdığım yazılarla doldu değerli
blogum..
Kime ne değerli taşlardan..
Kime ne jeotermal geziden..
Hele hele sırf paylaşım olsun diye oraya koymuş olduğum
müzik videolarına ne demeli..
Ben kendimi biliyorum. Değerli ve gizemli denemelerin
yazarıyım. Ama yazmak için hissetmek lazım. Artık ne "kin"i
hissediyorum ne de "nefret"i duyuyorum içimde. Ne "aşık"
olabiliyorum ne de sevgiyi hatırlıyorum.
Mutsuzum.
Nefret bile mutlu hissettiriyordu halbuki beni.
En nihayetinde bir histi o da,
Hissedebildiğimi hissettiren bir his...
Mutlu olmadan yazamayacağım belli ki.
Aşık olmaktan zaten vazgeçtim ama,
En azından nefret ettiğimde geleceğim geri.
Nefret ki yagane denememin atom altı parçası.
Yazabilene denir yazar.
Dağların ardını görebilen ve
Sislerin içinden arınıp çıkabilene denir.
Yazar değilim artık.. Yazamadığım ve sislerin içinden arınıp
çıkamadığım için..
Şair mi?
Hani nerede o kasvetli şiirlerin.
Hani o yıldızlara ithaf ettiğin görkemli kelimelerin.
Kolpa dizeler mi ancak kaleminden çıkan.
O kalem ki seni hiç aldatmayan.
Bir gün tekrar yazacak cümlelerini.
O gün ki en değerli aşkın esiri.
Şair değilim artık.. Çünkü şairler saçmalamaz..
Gerçek bir görüntü yok artık önümde.
Ruh ve silüetlerin eşliğinde.
Soluk kül renkli bir çiçek elimde.
Düşünenlerin ve karar verenlerin gölgesinde.
"Küstüm, oynamıyorum" gibi birşey değil yazmak
istememem. Yazmaya yeltendiren duyguları kayıp etmemden sadece..
Bir bebek mezarındayım.
Ağlasam mı ölmüş diye,
Yoksa hiç yaşamamış olmasına mı sevinsem
Bu boktan dünyada..
Gömdüm o has duyguları. Bol bol toprak attım üstlerine. Yaratılış
ve kaderi hiçe saydım. Katilleri biliyor olmama rağmen konuşmadım..
Gitarım ve mızıkam da sustu.
Yan Flutumu zaten terk etmiştim yıllar önce.
Şimdilik sadece bir "jeolog"um.. Kendi işini yapan
boktan bir jeoloji mühendisi..
İletişim için şimdilik sadece Facebook; http://www.facebook.com/jmanilozer..
11.07.2012.. Görüşmek Üzere..
11.07.2012.. Görüşmek Üzere..
Anıl Özer..
Yazamıyorum derken bile harikalar yaratmışsın. Git bi soluklan. Gerekenleri cezalandır. Tüm cesetleri kargola ve bir dal sigara yak. Sonra yeniden yaz. Ölüm gözlerini kapatana kadar..
YanıtlaSilBoktan bir jeoloji mühendisi mi???
YanıtlaSilSen aslen jeoloji mühendisisin. Aynı zamanda tüm mühendislerin almak istediği o "iş sağlığı ve güvenliği" sertifikasının sahibisin.
Zaten yazabilmek senin üst kimliğindi. Yazamamak ise kendini horgörmene sebep değil...
Üzülme, her zaman her şey düşündüğümüzden farklı olur. Bugn yazma, yarın nasıl olsa yazarsın...
YanıtlaSilyarın nasıl olsa uğruna şiirler döktürecek bir kız olacak yanında...
Ve bil ki sen yazabildiğin için yazıyorsun.
""""Bir bebek mezarındayım.
YanıtlaSilAğlasam mı ölmüş diye,
Yoksa hiç yaşamamış olmasına mı sevinsem
Bu boktan dünyada..""""
işte bu kararsızlık hep bizi mahveden. Yapman gereken şey sevinmek. Öldüğüne sevin o bebeğin. Yaşayabilecek gücü yokmuş vesselam.
Kılıcını çek ve doğra.
YanıtlaSilDaha önce ve her daim yaptığın gibi.
Severim seni bilirsin. Bir mühendisin ağlamasını istemem meslektaşım, dostum, üstadım...
Adil bir ilah yok ama sen bunu yeni öğreniyorsun. Tek söyleyeceğim bu. Sakın ne alaka deme ben seni iyi tanırım...
YanıtlaSilÇok derinden gelmiş bu. Ama emin ol mutluluğun kök kodları yok oldu. Kimse mutlu değil.
YanıtlaSilO el çabuk değer umarım. :)
YanıtlaSilBence onsuz da gayet güzel bir yazı olmuş.
Anlamayana işe yaramaz astrofizik ve kozmik sırlar,
YanıtlaSilİnançlarlı materyal olan pragmatist hıyarlar..
Ben senin dostunum bilirsin. O nedenledir ki acı konuşacağım. Şöyle der Jean Francois Lyotard; "insana yapılacak en büyük kötülük, onu bir umudun içine hapsetmektir."
Umudunu kaybet; Hiçbir zaman, hiçbir el dokunmayacak omuzlarına. Dokunmaz materyalist eller, dokunmaz pragmatist eller. Dokunsalar bile acıtırlar. Kapanmayacak yaralar açarlar. Daha önce açtıkları gibi. Sakın izin verme dokunmalarına. Unut acılarını, sana acı verenleri. Tanıdığım en güçlü adamsın sen, en boktan yıkımların ardından hızla doğrulabildiğini gördüm kaç defa.
Blog psikonevroz çöktü zamanında, blog şapşal koala çöktü. Şimdi buradan da sıkıldın. Sen bilirsin. İstediğin yere git. Git ama yıkımla değil. Yerinden doğrul ve simgenin dediği gibi kılıcını çek ve doğra.
Senin kimliğini algılamanlara, kendimi anlatacağım diye de asla uğraşma.
Yazmak bir noktada biter zaten. Bir ölüm bititir çoğu zaman. Sende yaşanan duygusal ölüm gibi.
Senin yeniden yazacağını biliyorum. O nedenle de çok üzülmüyorum. Sen edebiyat ve kozmik saçmalıkları birleştirebilen garip bi yazardın. Ben de bir astrofizikçi olarak senin yazılarını hep garipserdim. Bir gün devam edeceğini de biliyorum.
Saygılar...
Sen hala aşka inanıyomusun arkadaşım?
YanıtlaSilDünya erkekler için bir seks odaklıdır. Kadınlar için ise madde ve para odaklıdır.
Bunun dışında kalan %10luk istisna kısımdan bir hayat arkadaşı da herkese nasip olmaz. Biz Allah'ın çok sevilen kulu değiliz ve %90luk çamur kısımdan beslenmek ve beslemek zorundayız.
O nedenle bırak bu romantik adam numaralarını. İşine bak keyfine bak. Para, kariyer ve prestijini ortaya koy.
Üzülmeyin.. Siyah bile belki de sırf beyaz var olabilsin diye vardır.. Hayat üzüntülerle dolu fakat onlar olmasa mutluluğun bir değeri olur muydu?
YanıtlaSilDinlenin bir süre fakat sonra yeniden yazın..
Çocuk gönüllerimizin kaybolmuş oyuncakları çıksa karşımıza. O eski, saf, gerçek, acı da olsa , acıtsa da gerçek olanı hatırlatsa. Olmak yada bürünmek istediğimiz değilde içimize gömdüğümüz kişi olduğumuzu hatırlatsa. Sadece bizden isteneni yada bekleneni yapmanın mutluluğu getireceğine inanmayı bıraksak bir. Kendimizi lafta değil de harbi özgür bıraksak. Sakladığımız bastırdığımız ezdiğimiz firenlediğimiz gerçek kişi olsak. NE OLURDU?
YanıtlaSilGARNET (LAL TAŞI) TAŞI VE YAPISAL ÖZELLİKLERİ ni okuyunca hemen nerede bulabilirim sorusu için sana geldim..:))
YanıtlaSilİyi misin?bu ara gerçekten çok sessiz burası:))
@Selen Özdemircezalandıracak kimse yok.. Dağılalım artık..
YanıtlaSil@Tuna ASLANTURKSen, simge, burçak ve ben gibi mühendisler herşeyiz.. ve aynı zamanda hiçbirşey..
YanıtlaSil@EDAve artık yazamadığım için yazmayacağım..
YanıtlaSil@Evrimsanırım haklısın..
YanıtlaSil@Sim Büyücüsübir kılıcım yok.. kimsenin de benim tarafımdan açılmış sağlam bir kesiği yok zaten..
YanıtlaSil@Utopia (Alper Değirmencioğlu)hiç olmadı..
YanıtlaSil@Kara Marsıksen de mi brütüs.. :)
YanıtlaSil@Uyuşuk Hayalperestben hep güzel yazarım.. artık değmese de dert değil..
YanıtlaSil@Burçak Gürsoyçökmedim ki doğrulayım.. sadece vazgeçtim bazı değer yargılarından..
YanıtlaSil@cnrcvspara, kariyer, prestij ve akabinde yanaşacak olan bol makyajlı, zeka katsayıları 0.0014 olan insanımsı, ziyadesiyle sarışın ve dişi varlıklar değil istediğim.. :))
YanıtlaSil@sessizgemiillaki yeniden yazıcam ama artık buraya değil..
YanıtlaSil@mukoÖnümüzde diz çökmesi gerekenler, ayağa kalkıp "beş para etmez karakterlerler"ini, "ikiyüzlü"lüklerini, "riyakar"lıklarını ve de aşağılık "pragmatist"liklerini hiçe sayarak, bize birkaç basamak yukarıdan bakar, aşağılar ve de çoluk çocuğun oyuncağı haline getirirlerdi.
YanıtlaSil@crazywomanrosemaryBen iyiyim ve burası sessiz kalmaya devam edecek..
YanıtlaSilLal taşı.. Sanırım işyerimin sitesine girdin CWRM.. Granat grubunun kırmızı renkli güzeli.. Böyle bir yüzüğüm var.. İzmirden bulmuştum.. Değerli taşlar yoğunlukla istanbul, izmir ve bursada bulunuyor.. Diğer illerde bu işe pek önem verilmemiş yada ancak o yöreye ait değerli taş bulunabilmekte..
teşekkür ediyorum...taşlara ilgim son iki,üç yıl önce başladı...bilgi almak hoşuma gidiyor..yavaş yavaş öğreniyorum:))
YanıtlaSil