Oluyo Bazen ❸

Her sabah simit aldığım bir fırınım var. Farklı farklı simit türleri üreterek sabah keyfimi yerine getirebilen bir fırın. Simit tepsilerinin önünde sıradayız. Beş-altı kişi var içeride. Herkes kendi sırasının farkında. Bir yandan simitlere göz gezdirip "bugün hangisinden alsam" diye düşünürken, bir yandan da sıramızı kollamaktayız. Fakat o da ne? İçeri bir adam süzülüyor. Biraz cüsseli. Kahverengi deri cekedinin altına giymiş olduğu desenli kazağı onun mensup olduğu meslek grubu hakkında önyargımızı oluşturuyor. Usulca kapı tarafından sıranın arkasına oradan da fırın tarafına dolanarak bizleri biraz endişelendiriyor. Sonra ön kısımda duran çıtır simit tepsisinin içindeki simitlere dokunmaya başlıyor. Dört tane alıp bunları tezgah ardındaki satıcıya uzatıp poşede koymasını istiyor. Daha sonra parasını verip bu defa sıranın ön kısmından umarsızca uzaklaşıyor. İşte bu o.. Toplumum düzenini bozan, her türlü hakkı gaspedecek, gözünü kırpmadan adam öldürebilecek adam bu. Ama biz oradakiler, sıra nizamı içinde bekleyenler ona kızmıyoruz. Kimimiz adamın cüssesinden korkuyor, kimimiz zaten sabah sinirli olduğumuz için arbedeye müsait oluşumuzun farkında olduğumuzdan ses çıkarmıyor, kimimiz de zaten hakkının gasp edilmesine müsait tipler. Simit almak için üç dakikanın hesabını yapan bu adam, yarın bir ortaklığında ortağını da satacak adamdır. Üç dakikanın hesabını yapan, üç kuruşun da hesabını yapmaz mı? "Belki adamın acelesi vardı" diyenleri duyar gibiyim. Ama has olan insan bunu kibarlıkla belirtebilen biri olarak bizlerden o izni alırdı. Hayır ben o adamı tanıyorum. Onlar bizim mevcudiyetimizi kısıtlayan adamlardır. Ve heryerdeler. Aile eğitimlerini alamamış ve anasına babasına her sabah sövdüğüm adamlar..

Trafiğe işim olmadığı sürece asla çıkmam. Ha o gün işim var. Aracı otoparktan alıp bulvara çıkıyorum. Çok sıkışık bir trafik yok. Akşamüstü.. Fakat o da ne bulvarı oratalamış bir şekilde giden bir modifiye şahin var önümde. Önce sellektör yapmak istiyorum. Hayır hayır.. Bu hiç akıllıca olmaz. Beyaz renkli, filmli camları sebebiyle içi görünmeyen bu aracı sürenin profilini düşünüyorum o esnada. Aman tanrım. Bu o simitçideki adamın oğlu olmasın? Benim yol hakkımı gaspeden bu insan öyle bir babadan eğitim almıştır zira.. Sellektör yapamıyorum. Aracın içinden kim inecek belirsiz. Efelenmeye müsait bir kabadayı olma olasılığı oldukça fazla. Araçtan levye mi çıkacak yoksa bir beyzbol sopasımı bilmiyorum. Keyfi gelir de çekilir diye bir müddet sürüyorum ben de.. Hayır kabus olmalı. Bir tane de karşı yönden geliyor. Onu uzaktan tanıyorum çünkü hava güzel ve açık olmasına rağmen sis farlarını yakan bu adam bir şahinci olabilir ancak. Bir modifiye şahinci. Az sonra o da yanımdan geçiyor. Önümdeki aracın caddeye dönmesiyle o kabustan uyanıyorum. İşimi bitirip aracı park ederken yeni serüvenlerde bir daha şahin görmemek üzere dualar ederek evin yolunu tutuyorum..

Simitçiyi anlatmışken.. Simitlerimi alıp büroma doğru giderken tüm bir sokağın köpek pislikleriyle kaplı olduğunu görmek sabah mutsuzluğuma mutsuzluk katmakta. Atlaya zıplaya hayvan pisliklerinin aralarından yürüyorum. Tek amaç "boka basmamak" Büromun sokağı zengin tayfa olsa gerek. Çoğu evde bir köpek. Amacını aşmış hayvan besleme sendromu insanların içine işlemiş durumda. Her türlüsü var. Husky'ler, Golden'ler, Pitbull'lar, Dogo Argentino'lar, Terriyer'ler, Doberman'lar.. Tam bir köpek fuarı.. Zıplaya zıpaya büroma varmışken köşeyi dönmüş gelen çöp kamyonu görüp önce rahatlıyor sonra da o temizlikçi arkadaşlar adına hüzünleniyorum. Hey sen.. Köpek besleyen arkadaşım. Bir defa apartman dairesinde köpek besliyor olman sana kızmam için yeterli bir sebep. Sıçırttığın hayvanın pisliğini toplamaman ise ikincisi. Senin o beslediğin köpek bi işe yaramıyor söyleyeyim. Ne sana bekçilik yapabilir ne de nasip olurda geberirsen uluyarak bizlere haber verebilir. Ha neymiş Goldenlar çok akıllı hayvanlarmış. Ne aklı ya. Terliklerimi getirip, otur deyince oturuyor diye nasıl akıllı oldu şimdi o. Çok aklıysa bi menemen yapsın yiyelim. Yedirip/içirmek ve bok temizlemekse derdin git sanal bebek besle hem o daha hijyenik. Avcı değilsin, çoban değilsin, korunmak istesen köpek işine yaramayacak. O halde sen çok yalnızsın arkadaşım. Bak anlaşalım.. Köpeği boşver. Gel benim büroda birer çay içip dertleşelim. Hem bak simitlerim de var. Ama rica ederim şu köpeği getirme peşinden.. Söz bak sana sevgili bile bulucam..

Anıl Özer