25 Şubat 2016

HU Sendromu !

HU sendromu benim kıçımdan uydurduğum ve adını ünlü Türk düşünürü Hıncal'ın baş harflerinden esinlendiğim sosyolojik bir betimlemedir.
HU sendromu, sanat, spor, edebiyat, sinema, moda gibi konularda, tükettiğin ve öğrendiğin şeylerle, kendini bir bok sanıp, müthiş eleştirel ve kimseyi beğenmez bir hale gelme durumudur.

Örnek Diyalog;
- Abi şu X filmini izledin mi?
- Hayır abi izlemedim.. Ben o tarz sevmiyorum pek..
- Aa hadi ya ! Çok şey kaybediyorsun.. (Kısılmış aşağılayıcı gözlerle)

Şimdi bu "tüketici" adama göre o filmi izlemeyenler hayata daha eksik, daha tamamlanmamış bir halde devam etmektedir. Zira o film kendi hayatında belli bir düşünsel değişim meydana getirmiştir. Bu bir film değil, bir kitap da olabilirdi.. Bir roman, bir araştırma yazarı kitabı, bir biyografi  ya da bir tarih kitabı..

Bu adamlar, tükettikleriyle varolmaktadır. Bu tüketimi kesinlikle "boklamıyorum". Ancak özünde çok boş bir adamsan, bu basit tüketim kendini yukarılara bir yere koymana neden oluyor ve birden insanlara içi boş olan kafanla yukarılardan bakmaya başlıyorsun. Genlerinde var olan ve modern yaşamda bastırmış olduğun kibir hemen açığa çıkıveriyor dostum..

Halbuki etrafımda bir de üreten adamlar var.. Onlar tüketimi %15-20 oranlarında tutup, üretime konsantre olmuş durumdalar. Yazılar yazıyor, resimler yapıyorlar.. Ekip, dikiyorlar.. Bilgisayar yazılımlarını kulanıp, tüketmekten ziyade, açık kaynak kodlu yazılımlarla ilgileniyorlar.. Programlamaya çalışıyorlar.. Raspberry Pi, Orange Pi, Beaglebone gibi açık kaynak bilgisayarlar ile projeler yapıyorlar.. Emülatörlere oyun port ediyorlar.. Arduino ile elektronik hobi üretiyorlar.. Lego oynuyorlar.. Belki hiç işlerine yaramayacak uzaktan eğitim sertifika programlarında takılabiliyorlar.. Müzisyenler.. Hepsi bir müzik aletinin ucundan tutmuş durumda.. Ve tüketime ayırdıkları zamanlarını oluşturan %15 lik kısım, "Tüketici" diye adlandırdığım diğerlerinin tüketiminin iki katından fazla.. Çay ve sigaraya ayıracak ve saatlerce "yarak kürek" goy goy yapacak vakitleri yok.. Günde 5-6 saat uyumaktalar..

Ben de o adamlara özendiğim ve onlara saygı duyduğum için hep onların yamacına yanaşıp, bişeyler öğrenmeye çalıştım. Onları seviyorum ve onlar gibi olmak istiyorum. 30 yaşımın içinde olduğum şu günlerde, senelerdir soyunduğum "teknik adam"lık meyvelerini veriyor. Bana özenenler ve benden bişeyler öğrenmeye çalışan, kardeşlerim olunca seviniyorum..

Ama arada senin ne yaptığından haberi olmayan, haberi olsada bilgi birikimi ve kualifikasyonu senin ne yaptığını anlamayacak "o tüketici" adamlar, konuşulan ve tartışılan en küçük konuda, sosyal platformda oynanan en küçük oyunda, karşında kibirlenip seni aşağılıyor ya.. Ne desen, ne yapsan çare olmuyor..

Şimdi sesleniyorum.. Sevgili "tüketenler".. Sanat, moda, edebiyat, sinema, spor vb konularda yıllardır yaptığınız tüketim, bu konularda bir bilgi birikimi sağlamış olabilir ama siz ne işe yararsınız abi? Ne yaparsınız? Bu güne kadar ne yaptınız? Çocuğunuz olduğunda ona çizeceğiniz baba profilinde nasıl başarılar olacak?

Siz birer Hıncal'sınız.. Onun gibi sinema, spor, moda, edebiyat, sanat konularında konuşur, eleştirir ve her eleştirel kişiliğin kapıldığı yanılgı gibi "en çok ben bilirim" hissiyatına kapılabilirsiniz. Ancak tıpkı onun gibi özünde hiç bir boka yaramayan "faydasızlar"sınız..


İşte bana göre HU sendromu bu..
Oturduğum yerden adama da bok attım ama profile tam oturuyor..

Munazaraya girdiğin diğer "tüketicilerle" üretenleri karıştırma..
Çok zorlarsan ve onları da kibir profiline sokarsan bir böcek gibi ezilir ve tekrar doğrulamazsın..
Ha bir de kibir öyle değil, böyle olur..
a.ö..

2 yorum:

  1. Annemde HU sendromu var... Bende de var... Demek ki genetik.

    YanıtlaSil
  2. @aycaCümlende bana bir tepki sezdim..

    Ayça ben senin mühendis olduğunu hatırlıyorum.. Birçok mühendis HU sendromundan aldığı eğitimin verdiği yönelimler nedeniyle çoktan uzaklaşmıştır..
    Ayrıca benim 7 sülalem Hu'lu..

    YanıtlaSil