aşk

Allah'ın suyu göklerden indirdiğini yazar "Nahl" suresi. Tüm bir yaratılış ve yaşama hayat veren suyu.. Halbuki "aşk"ta göklerden indi bizim için. Ama hayat vermek ve hayat almak arasındaki mizah ve ironiyi keşfetmemizi sağladı sadece. Kimimiz bir hayat köreltti, kimimiz ölesiye sevdi. Böyle bişeydi aşk. Kuralsız, vasıfsız, çoğu zaman karşılıksız.. Tüm duyguların efendisiydi. Korku, nefret, sevgi, bağlılık, öfke, kin, haset, kıskançlık ve sayamayacağım dahası.. Ne büyük bir yaratılıştı insanlar için.. Ama ödül mü yoksa ceza mı olduğuna karar vermek çoğu zaman zordu.. Şöyle demişti Shakespeare; "insanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkar.." ama yanılmıştı.. Çünkü insanlar her daim severler sadece korkudan bunu kendilerine bile itiraf edemezler..

"Aşk, her şeydedir ama hiçbir şeyde görünmez." demiş yazar D.D.. O halde ya onu görebilmek için yepyeni uzuvlara, duyulara sahip olucaz, ya da bire bir biz "aşk" olucaz. Zira o herşeyde ise bilfiil bizde de olacaktır ve biz o olacağızdır.

Kirli suların balıkları da, karbonmonoksit uygarlıkların kuşları da, maviyi arar umutsuzca. Tıpkı insanın aşkı aradığı gibi. Temiz sulara yüzmek ya da temiz havalara uçmak idealdir ama ne tarafa gideceğini bilmelidir o kuş ya da balık.. Gideceği yönü hissetmelidir.. Evet sadece hissetmeli..

Her kim aşkın tanımını yaptım diyorsa yanılmaktadır. Zira her ne kadar insan yaşadıysa bu dünyada işte bir o kadar da aşk tanımı vardır. "Bence Aşk , diğerlerinden vazgeçmektir." der yazar D.D.. Belki de doğruyu söyler.. Kimbilir.. Benim de bir tanımım var; "Büyük adamların nutuklar attığı, dağların öte tarafında ahkam kestiği hiçbir şeyin hükmü olmaz aşkın olduğu yerde. Aşk dağların ve korkunun üstesinden gelmektir."

Her zaman biraz hayalperestiz belki. Büyük sözler ediyoruz. Hisserimizde her zaman büyütmekten korktuğumuz bebeğimiz olan aşkı hep küçük bırakıyoruz. Zira biliyoruz büyüdüğünde başımıza dert açacak.. Ama şu gerçeği hatırlatmaktan çekinmedi sevgili D.D.; "Hayatı yaşanır kılan, hayallerdir." O nedenle hayalperest olmak bazen ideal..

Dünya kurulduğundan beri deniz ve rüzgar gibi gizli bir rekabet içindedir kadın ve erkek. O nedenle aşk yaşanırken acıyı da eğlenceyi de hissettirir. Ve işte o nedenle aşklar tanımlanırken zorluk çekilir. Halbuki rüzgar biraz sakin, deniz de biraz durgun olsaydı eğer..

Anıl Özer