Bazı okuyucularım hikayemi biliyor. Özetle 2002 den bu yana yazıyorum. Son blogum olan ve ilk defa açık kimliğimi var ettiğim bu blogda ise 2011 den bu yana takılıyorum.
Çok eskiden (fazla yazarın olmadığı dönemlerde) blogcular kendi bloglarından çok, değer verip, sevdikleri başka bloglarda da çokça zaman geçirirdi. Dakikalarca tetkik eder ve okurduk. Öyle ki aramızda ünlü yazarladan daha derin, daha aykırı, daha kararlı ve hatta edebi niteliği çok üst seviyelere ulaştıran yazarlar vardı.
Karşılıklı yazılar ve atışmalar yeni, yepyeni satırlar ortaya çıkarır, alakasız ve garip arkadaşlıklar oluşurdu. Çok da keyifliydi. En eski blogum "psikonevroz" da bunun onlarca örneği oldu. Tabi o dönem değer verip sevdiğim bloglarda da ortam keyifli ve edebi atışmalar güçlüydü. :) Psikonevroz'dan sonra gelen blogum "Şapşal Koala"da ise artık çekirdek blog ailem oluşmuş ve kimin kimle atışacağı, kimin kime sallayayıp kızdıracağı belliydi. O dönem değer verdiğim onlarca blog kapanınca ben de üzülüp bırakmıştım.
Öylesine derin okurduk ki, kişinin hissederek yazdığı metin, okuyanda karşı his doğurur, doğan bu hisle yapılan yorum da yepyeni değerli bir metin oluştururdu. Çok büyük keyif.. Anlatamam.. :)
Tabi şu an yazdığım bu blogda bunun az örneği var. Azaldık çünkü.. Kimseler kalmadı pek buralarda.. :)
Tabi şu an yazdığım bu blogda bunun az örneği var. Azaldık çünkü.. Kimseler kalmadı pek buralarda.. :)
9 Eylül 2011 de o dönem adı "beyaz bahçe" şimdiki adı "bi yazıp çıkıcam zaten" olan blogda okuduğum "kırılma noktası" isimli şiire yorum yazmak isterken ben de "sadece dostlar vardı" isimli şiirimsiyi yazmışım.
8 Şubat 2012 de yine bi yazıp çıkan kız'ın blogunda yaptığı "umut'un umutsuz-luk hali" isimli serzenişine cevap yazmak isterken "Tacın bizde" şiiri ortaya çıkmış ve eski usta "Tuna Aslantürk" öyle bir yorum patlatmış ki, yorumda yazdığı şiir bana bir kapak olmakla birlikte, asrın cevabı olmuş. Tıpkı Orhan Veli'nin Melih Cevdet'le birlikte yazdığı Ciğercinin Kedisi ve Sokak Kedisi atışması gibi...
Son dönemde zaman geçirmekten keyif aldığım Ayça'nın bloğu "A View From The Moon"da 28 Kasım 2013 te yayınlanan biraz hüzünlü şiiri okurken de, eskiden usul edindiğimiz "şiire, şiirle cevap" mekanizmam canlandı. "Öldüğüm Gün" isimli şiir.. Hüzünlü şiirlerden.. Güzel mi oldu bilinmez ama, blogculuk denilen böyle bişeydi işte..
Nerede o eski blogcular muhabbeti gibi oldu ama, idare et ey sevgili okuyucu.. :)
Öyle işte.. :)
Öyle işte.. :)
Anıl Özer
Sen istediğin sürece destekçiniz. :) Ama o eski atışma ruhum kalmadı.. Ne yalan söyliyim..
YanıtlaSilTuna ile yaptığınız bu son atışma neydi ya :D Eskilerde güzeldi ama. Link veremeyeceğin için anmamışsın ama. Daha derin, daha komikler vardı.
YanıtlaSilBro... Sağlam ikiliydik... Mutasyona uğradık ama... Hayat...
YanıtlaSilBi benimle atışmamıştın. Eski blogum "BlogLunarWar"da seni çekmeye çok çalışmıştım. Ya ben duygusuzdum, ya sen ilgiizdin... :) Olmadı... :)
YanıtlaSilSonra sen bu blugu açınca benimde bi hevesle açıtığm "Ard Düşünceler"e de pek yazamadım.. Grup olmayınca öyşe 3-5 yazıyla kaldı işte...
Ben buradayım (sadece çok okuyup az yazar oldum o kdar :)
YanıtlaSil@cnrcvsO ruh hiç birimizde kalmadı dostum..
YanıtlaSil@MYANLink yok tabi ama arşivimde sakladığım birkaç tane var.. Yayınlarım belki :)
YanıtlaSil@Tuna ASLANTURKMutasyonun a.q. bro..
YanıtlaSil@Utopia (Alper Değirmencioğlu)Trip yapmasana olum sevgili gibi :) Ard düşüncelere yaz ama.. O kadar uğraşıp logo yaptık..
YanıtlaSil@bi yazıp çıkan kızBuralarda olmana sevindim. :) Cebindeki çikolatanın cömertliği devam etmeli zira.. :)
YanıtlaSilTesekkurederim Anil :) Siire siirle cevap almak harika bir duygu. "Vaaay be entelligin bu derece yuksek boyutuna hic cikmamistim, ben neymisim be!" seklinde entelligin agirbasliligina hic mi hic yakismayan bir his geldi ilkin (acik acik soyleyeyim). Her insan mutevazi olmakta bazen zorlanabilir tabii, insanlik hali... Yine de cool'lugu elden birakmamaya calisiyorum:P Yeni yilda nice nice siirlere...
YanıtlaSil@aycaAslında bahsi geçen şu "cool"luğu bir kenara bırakmak lazım. Zira artık başarıların, güzel niteliklerin, kaydadeğer özellik ve kabiliyetlerin takdir ve beğeni görmediği ve hatta aşağılandığı bir zaman dilimindeyiz. İşte tam bu nedenden dolayı, alçakgönüllü ve mütevazi olmanın hiç lüzumu yok. Günün ve insanlığın bizden istediği şey kibir. Ve doğruyu söylemem gerekirse benden daha kibirlisi olamaz... (Ne dolmuşum arkadaş) ;)))))
YanıtlaSil